24 Ocak 2013 Perşembe

Teknoloji Takipçileri Modadan Neler Öğrenebilir?

4 yıl aradan sonra iPhone 3 ile yollarımızı ayırdık. İşime rağmen, yıllarca telefon değiştirmemem insanları biraz şaşırtıyordu.

Bilgisayarımı ortalama 2 yılda bir değiştiriyorum. Tablet kullanmıyorum, tablete pek anlam da veremiyorum. Telefon konusunda tutucuydum, çünkü ne iPhone 4 iyi bir telefondu, ne de eski bir Google çalışanı olmama rağmen Android dünyasına ısınamamıştım. (Sonunda Galaxy S3 aldım. iPhone 5 hakkında da iyi yorumlar duymuyorum.)

Sürekli cihaz değiştirip, en yeniyi kullanma çabamızın arkasında fonksiyonel bir durum yok. Kabul etmek lazım. Aslında konu teknoloji değil, moda. Nasıl ki kadınlar bir yıl önce moda olan ve bayılarak aldıkları giysilerin yüzüne bir yıl sonra pek de bakmıyorlar, aynı durum teknolojik ürünlerde de erkekler için geçerli.

Öyleyse teknolojinin modadan öğrenebileceği bir şeyler olmalı:
  • Lüks markalara "inanılmaz paralar" yatırdığı düşünülen moda sever kadınlar ile, her yeni cihazı almak isteyen tech geek erkekler arasında pek fark yok. Kadınlar, misal 3000'i bir Louis Vuitton çantaya yatırırken; erkekler aynı parayla Sony Vaio laptop alıyor. Oysa replika ya da markasız dünya kadar çanta var. Ucuz laptop da var. Yani, etiket sattırır.
  • Apple'ın ezber bozan cihazı iPhone, tuşlar olmadan da telefon olabileceğini göstermişti. Şimdilerde tuşu olan telefona antika gözüyle bakar olduk. Apple'ın hayırlı evladı iPhone ile, bugün Chanel'i Chanel yapan No:5 parfüm arasında ne fark var? Yani, markanın kuvveti, kendi başına markalaşan ürünlerinden de gelir.
  • Özleyeceğim için galiba, emektar iPhone'um üzerinden örnek vereyim yine. Apple aslında iPhone fikrini yıllar önce bulmasına rağmen, halen aynı ürünü satabiliyor. Tasarımda biraz değişiklik, ardından ismin sonuna +1. İşte bu kadar. Tıpkı kozmetik ürünleri gibi. Ambalajı değiştir, aynı ürünü sat. Her yıl aynı ürünlerle farklı trend'ler yarat. Yani, iyi bir ürün geliştirdikten sonra, küçük tasarımsal ve fonksiyonel değişiklikler ile uzun süre o ürünü yaşatmak mümkün.

  • Bundan bir yıl önce Marliyn Manson ile özdeşleştirebileceğimiz dikenli ayakkabılar, bu yıl Louboutin'in neredeyse tüm koleksiyonunda vardı. Misal plaza kadınlarına focus group yapsalar, olumlu yorum gelmezdi, eminim. Ama şimdi 10 kadından 7'sinin ayakkabısı dikenli. Tıpkı iPad gibi. Sorsalar gereksiz bulunurdu. Yaptılar, oldu. Yani, bazen yeni ürünler denemek ve kalıpların dışına çıkmak markaya başarı getirebilir.

  • Son yıllarda eski zamanlara dönüş trend'i hakim. YSL, meşhur logosunu artık sadece klasik ürünlerinde kullanacağını açıkladığında, lüks moda dünyasında büyük yankı bulmuştu. Moda, giderek daha hızla kendini tekrar ediyor. Teknoloji de öyle. Örneğin birkaç ay önce bilgisayarlarımıza DOS kurup kuzenlerimle Wolfenstein oynadık. Eskiye hasret insan doğasında var. Yani, eski ürünleri canlandırmak bazen markaya yeni bir enerji sağlar.
 

Hiç yorum yok: