Herhangi birine güvenli araba nedir diye sorarsanız hemen Volvo der. Hayatı boyunca hiç Volvo'ya binmemiş olsa bile cevabı muhtemelen Volvo'dur.
Basit bir denklem. İyi bir sıfatı, marka ile birleştirmek en önemli marka yatırımıdır. Ve maalesef garanti sayıldığında, yatırım yapılmaya devam edilmezse eriyip gidecek kadar da kırılgandır.
Silikon Vadisi'nde dikkatimi çekti. Burada güvenli araba dendiğinde sesler biraz karışıyor. Tesla diyen de var, Volvo da. Üstelik Tesla, güvenli sıfatına oynamadığı hâlde.
Volvo'nun "güvenli" olduğunu hatırlatmaya ihtiyacı var. Onu neden güvenli bulduklarını buradaki hedef kitlesine tekrar anlatmalı.
Peki Türkiye'de markalar neler yapıyor?
Gezi Olayları sırasında tutarlı seslenemeyenler,
hedef kitlesi ile karşı karşıya gelenler,
daimi müşterilerine kapısını kapatanlar,
lüks marka olmak isteyip indirim dönemini İnternet'te ve dükkanlarında uzun süre tutanlar,
"nasılsa alıyorlar" diye müşterilerini satış sonrası yok sayanlar...
Bitmek bilmeyen bir liste. Türkiye'de sevilen birçok marka maalesef bilerek/bilmeden oluşturdukları marka algılarını, nasılsa cepte diye hiç düşünmeden harcıyor.
Türkiye'nin zayıf ekonomisini kırmak için markalara ihtiyacı var. Tüm gelişmiş ekonomilerin ardında markalar var. Türkiye birdenbire yüksek refah seviyesine ulaşamaz. Ancak eninde sonunda bu yola girmeyi gerçekten istiyorsak, markalara yatırım yapmaya başlanmalı.
Basit bir denklem. İyi bir sıfatı, marka ile birleştirmek en önemli marka yatırımıdır. Ve maalesef garanti sayıldığında, yatırım yapılmaya devam edilmezse eriyip gidecek kadar da kırılgandır.
Silikon Vadisi'nde dikkatimi çekti. Burada güvenli araba dendiğinde sesler biraz karışıyor. Tesla diyen de var, Volvo da. Üstelik Tesla, güvenli sıfatına oynamadığı hâlde.
Volvo'nun "güvenli" olduğunu hatırlatmaya ihtiyacı var. Onu neden güvenli bulduklarını buradaki hedef kitlesine tekrar anlatmalı.
Peki Türkiye'de markalar neler yapıyor?
Gezi Olayları sırasında tutarlı seslenemeyenler,
hedef kitlesi ile karşı karşıya gelenler,
daimi müşterilerine kapısını kapatanlar,
lüks marka olmak isteyip indirim dönemini İnternet'te ve dükkanlarında uzun süre tutanlar,
"nasılsa alıyorlar" diye müşterilerini satış sonrası yok sayanlar...
Bitmek bilmeyen bir liste. Türkiye'de sevilen birçok marka maalesef bilerek/bilmeden oluşturdukları marka algılarını, nasılsa cepte diye hiç düşünmeden harcıyor.
Türkiye'nin zayıf ekonomisini kırmak için markalara ihtiyacı var. Tüm gelişmiş ekonomilerin ardında markalar var. Türkiye birdenbire yüksek refah seviyesine ulaşamaz. Ancak eninde sonunda bu yola girmeyi gerçekten istiyorsak, markalara yatırım yapmaya başlanmalı.