23 Ekim 2011 Pazar

Remarketing'te Zamanlama Taktikleri

E-ticaret sitelerinin birçoğunda web trafik ölçümleme araçları kullanıldığını düşünüyorum. Böylece, satın almayan kullanıcıları, conversion funnel'ın neresindeyken kaybedildiği görülebiliyor.

Ürünü inceleyen, sepete atan, hatta ödeme bölümüne ulaşan kullanıcılar bazen fikir değiştirir ve giderler. Yüzlerce sebep olabilir ama bu kişilerin siteye dönme ve satın alma yapma olasılıkları yüksektir.

Satın almaktan vazgeçen kişinin, satın alma işlemini tamamlama olasılığı

Bir süre sonra bu kişi, belki başka bir siteden söz konusu ürünü alır ya da satın almaktan tamamen vazgeçer. Doğru zamanda yakalayamadığınız bu kişiye sonradan ulaştığınızda o kişi artık yeni müşteridir.

Diğer bir durum ise, satın alma yapan kişidir. Yani aynı ürünü, ileride yeniden alma olasılığı olan biri.

Satın alan kişinin, ileride yeniden satın alma olasılığı

Bu kişi, başlangıçta sitenizden ve satın aldığı üründen uzaktır. Yeniden ihtiyacı olduğunda yine sitenize gelmesi için kendinizi hatırlatmanız gerekebilir.

Peki... Satın almadan giden veya yeniden satın alacağı gün sizi hatırlamasını istediğiniz kişiye kendinizi nasıl göstereceksiniz?

Remarketing (Retargeting) yani yeniden pazarlama ile.

Reklam ağları ve aracıları üzerinden yapılabilen remarketing; bahsettiğimiz kişilere, network içinde hangi siteye giderlerse gitsinler, reklamınızı gösterir.

İyi verim almak elinizde. Daha yeni laptop almış adama, 15 gün sonra laptop reklamı yaparsanız başarılı oranınız düşük olacaktır. Laptop tüketiminin Türkiye’de ortalama 2 yıl olduğunu düşünüyorum. Bu durumda, 2 yıla yaklaşan bir sürede remarketing yapmak başarı getirir. Süreyi kaçırırsanız, o kişi ile baştan tanışmanız gerekir: Yeni müşteri olarak.

Laptop’a bakıp çıkan, belki sepete atan ama yine de vazgeçen kişi için ise zaman aleyhinize işler. Başka bir siteden satın almadan önce bu kişiyi yakalamalısınız. Ama çok da daraltmadan.

Şu zamana kadar perakende sektöründe gözlemlediğim, remarketing reklamının impression (gösterim) sayısının 3’ü aşmaması yönünde.

İyi şanslar!

20 Ekim 2011 Perşembe

Webrazzi Summit’i Kaçıranlara

Katılamayanlar için Webrazzi Summit’ten notlar...

Girişimcilik, e-ticaret, sosyal medya, mobil trendleri ve ölçümleme konuları hakkında çok sayıda oturum yapıldı.



• İlk konuşmayı Nokta’dan Tümay Asena yaptı. Sunumu, “Mobil web oluşacak ve İnternet’in hakimi olacak,” diye özetlenebilir.

• ComScore’dan Mike Read ile devam edildi. Türkiye sosyal medya üyelik sıralamasını paylaştı. Facebook, Twitter, Windows Live Profile, Ekşi Sözlük diye devam eden listede MSN'i görenler şaşırdı. Bence İnternet’teki herkesin hedef kitle olduğunu düşünmek yanlış. MSN üyelerinin dönüşüm için pek uygun olmadığı aşikar. Ama bu, kalabalık olamayacakları anlamına da gelmez.

• Hanzade Doğan, yatırıma ihtiyaçları olmadığını ama birgün halka arz edilme olasılıklarının da bulunduğunu söyledi. Bildiğim kadarıyla Türkiye’de halka arz edilmiş bir İnternet şirketi henüz yok. Ama ilk şirketin, yoğun bir ilgiyle karşılaşacağına inanıyorum.

• Sina Afra, Markafoni’nin dikey e-ticaret sitelerinde büyüme stratejisinden ve Markafoni ismiyle gelişen ülkelere yayılmaya başladığından söz etti. Birkaç private shopping sitesinin daha açılmasıyla, satılacak ürün bulma sıkıntısı yaşanabileceğini belirtti. Dönüşüm performansına göre online mecrayı değerlendirdiğinde sırasıyla; davetiye, Google, affiliate ve Facebook’tan verim alındığını anlattı.

Sanırım en ilgi çeken konu televizyon reklamlarıydı. Zizigo ve Markafoni’nin farklı amaçlarla televizyon reklamı yaptığını, ama her ikisinden de iyi dönüşüm alındığını söyledi. Bu durum Limango ve MorHipo’yu da tetiklediği için mutluyum. E-ticaret ve private shopping sitelerinin televizyon reklamları olması, Türkiye için umut verici.

TinyPay.me’nin kurucularından Richard Straver, son zamanlarda gördüğüm en akıcı sunumu yaptı.“60 saniyede nasıl ürün satarsın?” konulu sunumunda, TinyPay.me’nin hikayesini anlattı.

Satmak istediğiniz ürünü yüklüyorsunuz ve gerisini TinyPay.me hallediyor. Kullanıcıya özel dükkan, blog/site entegrasyonu, SEO ve SEM, sosyal medya entegrasyonu, API ile çeşitli sitelerde paylaşım gibi çalışmalar yapıyorlar. Daha detaylı inceleyeceğim, sunumun olumlu etkisinde kalmış olabilirim.

• Yandex ise, Google’ın uzun süredir yapması beklenen Street View’ü hazırladığını açıkladı. Eski bir Googler olarak, bugün Google'ı dinlemek isterdim tabii ki. Ama Yandex'in Türkiye'ye yaptığı yatırımlar da göz dolduruyor.

• Katıldığım son oturum ise, SocialBakers’tan Jan Rezab’ın sunumuydu. Türkiye’de markaların fan sayılarının artış hızının Dünya’da bir numara olduğunu söyledi. Bence markalar, Türklerin kıymetini bilmeli. Sevgisini bu kadar yansıtan bir millet daha yok demek ki.

Özetle...

Facebook oturumları dışında da, Facebook odaklı konuşuldu. Google’dan ve mobilde Android’den neredeyse hiç bahsedilmedi.

Bu yıl, başka ülkelerden gelen kişi sayısı belirgin ölçüde artmıştı, Türkiye kıpır kıpır ve herkesin gözü belli ki burada.

16 Ekim 2011 Pazar

Girişimcilere Mutluluk Dağıtan Kitap

MissPera’nın yayın öncesi süreci ve ilk haftalarında, anlamlı ve güzel bir yoğunluk yaşadık. Yorgun hissettiğim anlarda bana enerji veren kitabı paylaşmak istedim.

Amazon tarafından satın alınan ayakkabı e-ticaret sitesi Zappos’un CEO’su Tony Hsieh’ın kitabı Mutluluk Dağıtmak. Çocukluğundan başlayarak, onu Zappos’a yönlendiren hikayeyi anlatıyor özetle.

Üniversite arkadaşı ile kurdukları LinkExchange isimli ilk girişimlerini sattıktan sonra, girişimlere ortak olmaya başlıyorlar. Onlarca denemeden sonra Zappos’u fark ediyorlar. Birlikte çok çalışıp, bugün Dünya’nın “çalışılmak istenen şirketleri” sıralamasında zirveyi zorluyorlar.

Etkileyici bulduğum fikirler:

• Bir e-ticaret şirketi olarak deponun ana güç unsuru olduğunu baştan beri bilmemiz gerekirdi. Bunu üçüncü kişilere emanet etmek ve müşterilerimize bizim göstereceğimiz ihtimamı göstermelerini beklemek en büyük hatalarımızdan biriydi.

• Çoğu firma, perakendecilerle çalışmaktan memnun değil. Çünkü, özellikle büyük perakendeciler çok sıkı pazarlık ediyor, firmaların neredeyse kanını kurutuyor. Bunu yapmayan ilk büyük perakendeci biz olabiliriz.

• Eğer markamızı müşteriye en iyi hizmet verme konsepti üzerine oturtuyorsak, çağrı merkezi konusunda da dışarıdan hizmet almamalıydık.

• Kültürümüzü korumak için, işe yeni eleman seçerken iş dışında da birlikte olmaktan hoşlanacağımız kişileri seçiyorduk.

• Web sitemizde her sayfanın başına telefon numaramızı koyuyoruz. Çünkü müşterilerimizle birebir konuşmak istiyoruz. Çağrı merkezimiz 7/24 açıktır.

• Hiçbir satın alma yetkilisi, bir markayı o markanın tedarikçisinden iyi bilemez. O zaman işimizi geliştirmek için neden bu uzmanlıktan yararlanmayalım?

• Müşterilerinizi sürekli memnun edebiliyorsanız, sonunda medya da bunu öğrenir.

Ve belki de herkesin bir an durup kendine bakmasını sağlayacak bir söz...
Kişinin karakteri, kaderini belirler.

Çok daha fazlasını kitapta bulabilirsiniz. Özellikle, girişimcilere ve girişimlerde çalışan kişilere öneririm.